Skolyoz, Omurganın  sağa ya da sola doğru eğilmesini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Çoğu vakada, eksenel rotasyonu gövdenin 3 boyutlu (3D) deformitelerini besleyen torasik omurları içerir. Gelişim bozukluğuna bağlansa da nedeni tam olarak belli değildir. Tanısı genelde çocukluk çağında konulmaktadır. İlk belirtileri omuzların ve kalçanın simetrik durmaması ve hastanın sırtında kabarıklık olmasıdır. Bazen hastalık çekilen göğüs röntgeninde tesadüfen tespit edilebilir. Sağlığı iyi olan kişilerde bile Omurganın birçok eğriliği vardır. Skolyoz araştırma derneğine göre 3D sapma, bir eğrinin 10°den fazla bir cobb açısına sahip olması gerekir. Çocuklarda eğrilik 10 °altında bile olsa dönme yönleri dikkate alınmalıdır. (scoliometre>4°)  Fonksiyonel yönler postüral değişiklikle ilgilidir ve tedavi sırasında geri dönüşümlüdür. Bu elde edilen düzeltmeleri stabilize etmek ve postüral yeniden kalibrasyonu geri kazanmak için yoğun bir terapötik yaklaşıma ihtiyaç duyar. Skolyoz yapısal bileşenleri esas alarak disklerin, omurgaların, kaburgaların mekanik adaptasyonları kısa vadede geri çevrilemez. Uzun vadede bu yapıların egzersizler kullanılarak tersine çevirme şansına sahip olması büyüme potansiyeline bağlıdır.

Idiopatik skolyoz en sık rastlanan skolyoz türüdür. Tüm hastaların %80-90’ını etkileyen Idiopatik skolyozdur. Hastalığın bilinmeyen bir etyolojisi olduğu anlamına gelir.İdiopatik skolyozun yeni bir grubu yetişkin skolyozdur. İskelet olgunlaştığında uzun bir süre sonra ortaya çıkar ve kararlı bir eğriliği ulaşır.

Skolyozun psikolojik yönleri :etkilenen hastalarda gövdenin deformasyonun görünümü ruh üzerinde olumsuz etkiye sahip olma eğilimindedir ve olumsuz bir vücut görüntüsü oluşturur. Bu yüzden skolyoz daha çok kozmetik deformite olarak adlandırılır.